BEN KARNINDA ANNEMİN

Resim

Ateşe bak demek geçiyor nedense şimdi sana içimden
erik ağaçları gene aldandı ve kar düştü üstlerine
ben bu bahar da yetişemedim soğuk tutmalıydı diplerini
ateşe bakarak delirebiliriz dalıp renklerine kuru odunların
ateşe bak bu yeter sen orda bakarken beni burada oğul etmeye.

Ben karnında annemin sen bir mermerle bir
bir anne birdir bir mermerle, bilmezse karnındaki nedir
o dengi olmayandan olan sen birsin o dengi olmayan için
arılar ayrılınca da kovanından baba bilmemişse babalığını
oğul bir babadan değil baba bir oğuldan bilinir
ve çok bilinir ve kahırla söylenir ki babalar bir soğan erkeği çok kere
anneler üstünde soğan doğranılan bir kara mermer bile değildir
doğan doğuranda aramamalı kendini bu yüzden, aramalı
o dengi olmayanda ve buluncaya kadar; nasip bu ya
bir mimik’te, bir mermerin içinde. Okumaya devam et

BİZ DEĞİL, ATEŞTİR İÇİMİZDEN GEÇEN

İnsan dolar dolar boşalır.”
Safer Dal (k.s.)

 Wassily KandinskyAteşlerin buluşması…

Kendimi bildiğimden beridir bir ateşi diri tutmaya çalışmanın gayreti içinde, bazen çalı çırpı bazen kalın bazen ince dallar, budaklar peşinde geçip gidiyor günlerim. Şükür ki kendimi bu hal içinde buldum, bildim ve sevdim.

Kışın bu ateş beni ısıttı, ışıttı. Yazın bu ateş beni serinletti.
Şuncacık ömrüme teselli, esenlik verdi.
Gittiğim yere ateşimi götürdüm.
Gittiğim yerde ateşi olanlara konuk oldum.
Gelirken, ateşlerin birbirine karşılaşmasının, kendi kalabilmek olduğunu gördüm. Ne kadar manalıydı… Ateşlerin birbirine karışması, paradoksal biçimde, ‘kendi kalabilmek’ demekti. Farklı sular karışıyordu sözgelimi. Bulanık olanla olmayan, boz olanla kızıl olan karışıyordu. Okumaya devam et